1. BÖLÜM: Haydi Başlayalım…

Sevgili Gençler,
Gelin, başlarken bir konuda anlaşalım. Stres hayatımızın doğal bir parçası. Yani ondan pek kaçış yok. Üstelik bir miktar stresin olmadığı bir hayat hem çok sıkıcı hem de bizi hiç geliştirmeyen bir hayat olurdu. Kendimizi biraz zorlamak, büyümek, ilerlemek için strese ihtiyacımız olduğunu kabul etmek gerek. Hem düşünsenize her şeyin hep aynı olduğu, aşırı sakin, dingin bir hikâye ya da filme devam etmek ister miydiniz? Yoksa sıkılıp daha fazla aksiyon mu tercih ederdiniz? E, tamam o zaman stres iyi bir şey diyerek olaysız dağılalım mı? Tabii ki hayır ☺
Stres ne zaman dostumuz ne zaman düşmanımızdır?
Yönetebildiğimiz ölçüde bir miktar stres bizi heyecanlandırır, odağımızı daha keskin hale getirebilir, motivasyonumuzu artırabilir ve bize hız kazandırabilir. Ama tabiri caizse “çarşı-pazar” ne zaman karışır? Stres boyumuzu aşınca! Yani hem kaldırabileceğimizden fazla stres hormonlarını salgılarsak hem de buna çok uzun süre maruz kalırsak stres artık dostumuz değildir diyebiliriz.
Örneğin sınavınız var. Canınızı dişinize takıp çalıştınız, çılgın gibi test çözdünüz, herkes coşup eğlenirken siz “Sınavım var kanka, gelemem.” dediniz. O sınavdan şahane bir not almayı hak ettiniz. Ama o da ne! Sınav kağıtları dağıtılırken kalp atışlarınız güm güm hızlandı, elleriniz terlemeye başladı, karnınızda Mike Tyson’dan yumruk yemişsiniz gibi bir his var ve neredeyse kendi adınızı bile unutacak hale geldiniz. Hazırlanıp çalıştığınız her şey aklınızdan puf diye uçtu gitti sanki. Merak etmeyin, bu sadece size olmuyor.
Ben her yıl yüzlerce yetişkine kurumsal eğitimler veriyorum. Ve örneğin kalabalık bir sahnede konuşma yapma stresi nedeniyle “kal geldiği” için söyleyeceği her şeyi unutan üst düzey yöneticiler gördüm. Haydi itiraf edeyim, ben de sınav stresi nedeniyle kolumdaki saati bile göremeyecek duruma geldiğimi çok iyi hatırlıyorum. İşte o esnada bize neler oluyor? Bunun üstesinden nasıl gelebiliriz? Bu yazı dizisinde hepsinden bahsedeceğiz. Hem sınav anındaki stresimizi yönetecek teknikler öğreneceğiz hem de büyük sınava hazırlık sürecimizde günlük stresimizle baş etmek için pratik ipuçlarına sahip olacağız. Ama bu başlangıç yazımızı bitirmeden, gelin önce stresin tanımına bakalım, sonra da stres sırasında bizde neler oluyor biraz anlayalım. Anlayalım ki mekanizmayı nasıl tersine çevireceğimizi bilelim.
Ne bu stres?
Prof. Dr. Sinan Canan’ın stres tanımını seviyorum. Diyor ki Sinan Hoca:
“Stres, işlev görmemize engel olan, bizi sıkan koşulların yarattığı bedensel ve zihinsel reaksiyondur.”
Buradaki REAKSİYON kelimesi önemli. Çünkü aynı olaylara herkes aynı stres reaksiyonunu vermeyebiliyor. Yani stres, dış koşullara verdiğimiz iç yanıt nedeniyle yaşadığımız bir durum. O zaman bir deneme sınavında gayet rahat, “cool”, sakin bir haldeyken sonraki deneme sınavında tırnaklarımı yiyorsam olay sınavda değil, benim bedensel ve zihinsel tepkimde. Belki bu sefer uykumu iyi alamadım, belki fazla kafein tükettim, belki bir akşam önce arkadaşımla kötü bir kavga ettik, belki özgüvenimi kıracak bir deneyim yaşadım, belki yetersiz olduğumu söyleyerek kendimi darlayıp durdum, belki… İhtimaller uzar gider.
Bu tanımda stres tepkisinin hem bedensel hem zihinsel bir reaksiyon olduğu da vurgulanmış. Tam da bu nedenle biz de yazı dizimizde hem bedensel hem zihinsel taktikler konuşacağız. Nefes egzersizleri de öğreneceğiz, içimizden kendimizle nasıl konuştuğumuza, yani içsel diyaloglarımıza dikkat etmeyi de…
Hazırsanız, yazının ikinci bölümünde buluşalım.
Sevgiyle,
Selvin.
Kim Korkar Sınav Stresinden
Kim Korkar Sınav Stresinden
Kim Korkar Sınav Stresinden